Sevginar Sali

Esnaf aşkına : )

Bizim başkan bu dönem sanayi sitesini bir başka seviyor, esnaflarla ayrı bir kaynaşma sürecine mi girdi, bana mı öyle geliyor. Başkanlık yarışı mı bu, esnaf aşkı mı? Ortalığı çok fena karıştırasım var… Onu bunu bırakın da rekabet her zaman işe yaradığını ispat ediyor işte… Kimi esnaf odası, kimi kooperatif ‘başkan’ı ama Silivri’nin Belediye Başkanı başka tabi… Geçtiğimiz haftayı sanayi sitesinde kapatan Belediye Başkanımız, yenisine de esnaflarla start verdi.
Işıklar, Çalışkan ve Koçer göreve geldikten sonra sanayi esnafıyla daha rahat iletişim kurmaya başladı. Kurduğu iletişimin yararını esnaf da Başkan Bey de daha iyi hissediyor. Sanayi sitesi esnaflarının son dönemde belediyeden isteyip de alamadıkları hiçbir şey olmamıştır. İsteklerinin makul ve mantıklı şeyler olmasının etkisi de inkâr edilemez.
Aklımdayken söyleyeyim; benim köşe yazılarım bu hafta biraz garip olabilir… Çünkü bir taraftan haberleri sayfalara yerleştiriyorum, diğer taraftan haberleri toparlıyorum. Tüm bu curcuna bittikten sonra ve benden geriye çok az şey kaldığında muhtemelen köşe yazımı kaleme almak için vaktim kalıyor. Yani fazla bir şey kalmadıysa aklımdan geriye kusuruma bakmayın; Oray arkadaşımızın da tatile ihtiyacı var : ))
Neyse mevzumuza dönelim… Tarım konusunda aldığımız yoğun yararlı, mecburiyetimiz, olmazsa olmazımız olduğu hakkındaki bilgi bombardımanının ardından sanıyorum Başkan Bey’in bu ara gündeminde esnaf ve kurumlarla kaynaşma var.
Dünkü Sanayi Sitesi Kooperatif yönetimi ile toplantısının ardından sosyal medyaya akşam saatlerinde bakma fırsatım oldu bir ara. Katılımcıların Başkan Bey’in ziyaret resmini paylaşarak tek tek teşekkür etmeleri çok hoş bir jest doğrusu. Gözünden kaçmamıştır kendisi de bir sosyal medya bağımlısı sayılır; yine de ben altını çizeyim.
Nuray Koçer veya Ercan Çalışkan, Başkanlık etiketine ve görevlerine sahip evet… Ama tüm bunların üzerinde kimin olduğuna kuşkuya yer yok bence… Sizce de bence mi? Şeklinde sulu, saçma esprilerin nedenini biliyorsunuz, bir hafta idare ediyorsunuz…
Ben de sizi köşesiz bırakmamak için dört koldan işlerime sarılıyorum : )

***
Dün AK Parti konulu haberlerimiz ve yorumlarımıza ilişkin biraz açık sözlülüğü patavatsızlıkla yarışan ama herkesçe olduğu gibi kabul edilen bir arkadaşım aradı; "Bilen bilmeyen de AK Parti’nin burada gerçekten ayağı kalkmasını istiyorsun sanır” dedi… O an aklıma ilk gelen şeyi yapsam, eleştiri tahammülsüzlüğümün üstüne tüy dikeceğim, üç beş kere yutkundum, derin derin nefes aldım sonra derdimi anlattım. O arkadaş kadar yüzüme karşı pat pat söylemeyen ama aynı biçimde aklında deli sorular dolaşanlar varsa açıklama hakkımı kullanmak istiyorum…
Kim neye isterse ona inansın. Ama ben gerçekten AK Parti’nin Silivri’de güçlü olmasını istiyorum. Umutların kesildiği, kendi halinde, kimseye faydası olmayan bir yapıdan medet umacak kadar aklımı yitirmedim daha. Siyasi anlayışımı tartışacak değilim, AK Parti’ye oy vermişliğim yok, bu saatten sonra da zor görünüyor… Ama oy verdiklerimin daha iyi olması için rekabetin şart olduğunu her alanda olduğu gibi siyasette de savunuyorum.
Arkadaşın ikna olup olmadığını mı merak ediyorsunuz? "Seni sinir etmek için söyledim, yazdıklarını gerçekten düşünüp, hissettiğinden zerre kuşkum yok. Ama sen de zaman zaman bizim canımızı böyle yakıyorsun yazdığın eleştirilerle” dedi. Hem de önemli bir fark varmış bu işi yapmamız arasında. Ben yazınca bütün Silivri okuyormuş, o yapınca mevzu iki kişi arasında kalıyormuş.
Bu yazdıklarımı okuduğunda inşallah çok fazla utanmaz : )


YORUM YAP